18 Kasım 2014 Salı

Sigortacı Olmak

Sigortacı Olmak..

7 yaşındaki oğlum ilkokula başladı. Okul tarafından gönderilen formda veli ile ilgili bölümü doldururken işiyle ilgili bölüme geldiğimizde doğal olarak SİGORTACI yazdım. Ama yazarken incilerim dökülmedi değil. Avukat doktor mühendis gibi meslekler daha havalı duruyor.
    
Sigortacılık malesef genel kanı olarak 'cılık' yani fazla sulandırılmış bir şey gibi algılanıyor. Oysa çok önemli, mistik bir yanı da olan, geniş donanım gerektiren bir iş yapıyoruz. İnsanları bir olay gerçekleşmeden önce, gerçekleşirse başına gelebilecekler ile ilgili önlem almasını, engelleyemez ise de yaralarını sarmasını sağlıyoruz. Hizmet satıyoruz. Sattığımız ürünün en önemli özelliği "ihtiyaç olduğunda alınamayan, ihtiyaç olduğunda kullanılan" bir ürün olması.
    
İşimizin bu özelliği, onu bu ihtiyacı duymadan satmamızı gerektiriyor. İşte tam da burada işin mistik yanı ortaya çıkıyor. Henüz görülmeyen bir olayın, olabileceğine inandırmak..
    
İNANÇ; Görmediğine inanmaktır. İnancın ödülü ise inandığını görmek.

    
Çok şükür ki bizim işimizde kimse inandığını görmek istemez! Tazminat almayı kastediyorum. Çünkü bu durumda istenmeyen olay gerçekleşmiş demektir. Cennete gitmeyi herkesin isteyip de kimsenin ölmek istememesi gibi... Her ne kadar istemesek de malesef her gün haklı olduğumuzu gösteren birçok olay yaşıyoruz. Kazalar, yangınlar, hastalıklar, sel ve deprem gibi doğal afetlerin yanına bir de son zamanlarda artan terör ve kötü niyetli hareketler eklendi. Birkaç günde bir sigortalılarımdan bizim poliçelerde terör var mıydı diye sorular alıyorum. 

Tüm bunlar aslında ne kadar çok işimiz olduğunu ve ne kadar önemli bir iş yaptığımızı gösteriyor. Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum. Doktorlar ve avukatlar gibi 'Allah eksik de etmesin, muhtaç da etmesin' denilen bir mesleğin sahibiyim, ve deneyimlerime dayanarak net bir şekilde söyleyebilirim ki(siz denemeyin diye); "Şans hazırlıklı olandan yanadır."


ÖMER SERT ( Egeiz Sigorta Brokerliği )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder